Enerjisini Tarihten Alan, Dünyada Eşi ve Benzeri Görülmemiş Bir Yerdir Ayasuluk Tepesi.

Kökü çok derinlere inen, üstünde sayısız insanın ve inancın hayat bulduğu toprakların, çok kültürlü yapının enerjisi Ayasuluk Tepesi’nde gökyüzüne yükselir…

Düşünün sadece düşünün…

Önce bir tanrıça düşünün; En büyük Yunan Tanrıçalarından birini… Ares’in dostu, Apollon’un ikiz kız kardeşi, vahşi doğa, avcılık,okçuluk ve ay tanrıçası Artemis’i. Sonra bir tapınak düşünün… Efes’in ana tanrıçası Artemis’in adına yaptırılmış, Antik Dünyanın yedi harikasından muazzam büyüklükteki tapınağı ve onun enerjisini düşünün…

Bir kutsiyet düşünün; İsa’nın en genç havarisi, Annesi Meryem’i emanet ettiği on iki havariden biri Aziz Yuhanna’yı  (St. Jean) düşünün. Ve şimdi bu Azizin şiirsel bir dille kaleme aldığı kutsal kitabını düşünün… İncilin ve Apokalypse’nin yazari Aziz Yuhannanın mezarının bulunduğu yeri ve o yere dönemin İmparatoru Justinianus ve sevgili eşi Theodora tarafından yaptırılan devasa mabedi düşünün. Bugün kalıntıları görülen Ege’deki en önemli Hıristiyanlık anıtı olarak kabul edilen katedralin enerjisini düşünün.

Bir kutsal mabet düşünün. Bu kadim toprakların hoşgörüsünü, iyiliğini, çeşitliliğini ve enginliğini minaresiyle toplayıp adeta fezaya yükselten bir simge olarak hayal edin Selçuklular zamanında yapılmış İsabey Camii’ni…

Bütün bu kutsal alanların en tepesinde ise bir İçkale düşünün. Bütün medeniyetlerin ve inançların yaşandığı bu topraklarda insanlığın adım attıkça ilerleyen mucizevi öyküsünün en üstüne kondurulmuş bir taç göreceksiniz… İşte burası kültürün mihenk taşı Ayasuluk Tepesi.

Dünyanın neresine giderseniz gidin böylesine inanç çeşitliliğini, anıtsal simgeleri bu kadar bir arada göremezsiniz. İşte bu yüzden bu bölge çok özel.

Binlerce yılın, onlarca uygarlığın biriktirip dillendirdiği sonra damıtıp içimize akıttığı o enerji ise bazen şairlerin kaleminden şiir olur çıkar, bazen Tanrıya yazılmış bir ilahi ya da milyonlarca insanın hayatına rehberlik eden bir kutsal kitap!